Ernest Hemingway - A Farewell to Arms

1918’de Ernest Hemingway savaşa, “tüm savaşları bitirecek savaşa” gitti. İtalya’da gönüllü olarak ambulans hizmetine katıldı, yaralandı ve iki kez madalya aldı. Bu deneyimlerinden, erken dönem başyapıtı Silahlara Veda doğdu.

Savaşın unutulmaz bir tasvirinde Hemingway; genç Amerikalı gönüllülerin korkusunu, yolda karşılaştığı erkek ve kadınların arkadaşlığını, cesaretini inanç ve acımasız bir dürüstlükle yeniden canlandırır. Büyük bir dram ve ödünsüz bir tutkuyla örülmüş bir aşk hikâyesi olan Silahlara Veda, 1954 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazarın dünyaya ve insanlara dair benzersiz ve sarsılmaz bakışını sunar.

“Kusursuz... böylesine güçlü bir anlatım, imgeler ve duygular üzerindeki hâkimiyet, büyük nesir için gereken her şey.” - Guardian

“Çok basit ve doğrudan bir dil gibi görünüyor ama öyle değil. Silahlara Veda’nın ilk bölümü sadece iki sayfadan biraz uzun, fakat neredeyse her tür cümle yapısını içeriyor. İnanılmaz derecede ustaca bir yazım; sanatının bir kısmı da bu ustalığı gizlemesinde yatıyor.” - Guardian

“Bay Hemingway’in Silahlara Veda’daki başarısında öylesine bütünsel bir şey var ki, insan başka bir romanın bu çizgide gelip gelmeyeceğini ve bunun hem bir dönemi hem de bir evreyi tamamlamış olup olmadığını merak ediyor... Keskin, doğal ve ikna edici.” - Guardian, 1929

“Büyük bir güce sahip bir roman.” - Times Literary Supplement

“Öz Hemingway... İtalyan ordusunda bir Amerikalı gönüllünün hayatını ve dokunaklı bir aşk hikâyesini çarpıcı bir şekilde aktarıyor.” - Daily Express

“Sert, neredeyse metalik, parıltılı, sert yüzeyinin yansımalarıyla göz alıcı, tamamen duygusallıktan uzak garip ve özgün bir kitap, sizi dürüstlüğüne ve doğruluğuna ikna edecek.” - Arnold Bennett

“Çok güzel, dokunaklı ve insancıl bir kitap.” - Vita Sackville-West

“Büyük bir güce sahip bir roman.” - TLS

Ernest Hemingway 1899’da doğdu. Babası doktordu ve altı çocuğun ikincisiydi. Evleri, Chicago’nun bir banliyösü olan Oak Park’taydı.

1917’de Hemingway, Kansas City Star gazetesine stajyer muhabir olarak katıldı. Ertesi yıl, İtalyan cephesinde ambulans şoförü olarak gönüllü oldu; ağır yaralandı ama hizmetlerinden ötürü madalya aldı. 1919’da Amerika’ya döndü ve 1921’de evlendi. 1922’de Yunan-Türk savaşını haber yaptıktan sonra gazeteciliği bırakıp kendini edebiyata adadı. Paris’e yerleşti ve Ezra Pound ile Gertrude Stein gibi Amerikalı sürgünlerle dostluklarını tazeledi. Onların cesaretlendirmesi ve eleştirileri, Hemingway’in üslubunun oluşumunda değerli bir rol oynadı.

Hemingway’in yayımlanan ilk iki eseri Three Stories and Ten Poems ile In Our Time idi, fakat adını daha geniş kitlelere duyuran satirik roman The Torrents of Spring oldu. Uluslararası ününü ise Fiesta, Men Without Women ve Silahlara Veda kitaplarıyla sağlamlaştırdı.

Boğa güreşi, büyük avcılık ve derin deniz balıkçılığına tutkuyla bağlıydı; yazıları da bunu yansıttı. İspanya İç Savaşı’nı da ziyaret ederek deneyimlerini çok satan kitabı Çanlar Kimin İçin Çalıyor’da aktardı.

Doğrudan ve aldatıcı biçimde sade üslubu, birçok kuşak taklitçi doğurdu ama eşsiz kaldı. Çağdaş edebiyattaki yerinin kabulü 1954’te, İhtiyar Balıkçı ve Deniz’in yayımlanmasının ardından Nobel Edebiyat Ödülü ile geldi. Hemingway 1961’de hayatını kaybetti.